Abdullah ÖZEN


Herkes Sahip'liliğini Seçsin

Abdullah Özen'in En son ki Köşe Yazısı


   Dünya yeni bir evreye sokulmak isteniliyor. Medyasından, siyasetçisine, kurumlardan hükümetlere..Bu yeni dünya düzenine ülkemizde sert adımlar ile giriş yaptı. Böylesine aziz bir neslin, son jenerasyonunun kimliğindeki cinsiyet renginden, memleketlerinin isimlerinin kaldırıldığı, içinde çip ile dijital paranızın ve cüzdanınızın sayesinde kredi kartlarının bile yüklenildiği  kimlik kartlarımız çok önceden tasarlanıldı. Çünkü emirler evvelden alınmış ve büyük sıfırlama geldiğinde dünyada 1 milyar insanın göçe zorunluğu kalınacağı hesaplanılmış. Bunda yapay olaylar ile toplumsal imha yöntemleri devreye sokulacak. Taki 1950 lerde keşfedilip yıllardır bizlerden saklanan İklim silahları, haarp teknolojisi, elektro manyetik baz istasyonlu frekansal saldırılar, gdo'lu ürünler, pandemiler vb.vb..

   Hepsi küresel sistemin bir parçası. Ulus devletlerinin yok olacağı, kültürlerin, medeniyetlerin, aidiyetlerin, aile yapısının yok olacağı bir süreç. Yerini de şimdiden tasarlayıp bizlere sunuyorlar. Bütün kodlarımız elimizden alınıyor. Miraslarımız, değerlerimiz ve mülklerimiz elimizden alınıyor. Bu planları yapanlar bizleri mülksüzleştirmeye çalışırken, kendileri hem ülkemizde, hem de diğer ülkelerde binlerce dönüm arazi satın alıyorlar. Bizlere de metaverse adı altında sanal ve hayali bir simülasyon oyunu ile bütün değerlerimizi elimizden alarak bizleri adeta dijital köleler olarak tasarlıyorlar.Hemde gerçek maddi değerin kat ve katları ile. Bunları planlarken de hiç gizli saklı yapmıyorlar. Ajanda 2030 ü İnternetten araştırarak inceleyebilirsiniz. Ülkelere sirayet eden bu güç için paranın ve maddiyatın bir önemi yok. Şuan bütün dünyada kullanılan para birimi olan doları, herhangi bir rezerv altın, petrol vb bir şey göstermeden basabilen bir güç, elbetteki herkesi satın alabilir. Aldı demiyorum. Alabilir diyorum. Bütün ülkelerde uydurma İklim krizi, küresel kriz, ekonomik kriz, pandemi krizi, gıda krizi gibi gibi kendi kontrollerinde olan krizlerle hedeflerine an be an ilerlemekteler.

   İnsan bir yerden başlamalı. Ben Uzungöl'e olan tehlikeye bağlamak istiyorum. Atalarımızdan kalan kültürümüz,değerlerimiz ve topraklarımıza bugün birileri sahip olmak istiyor.. Burada üç kavram bizleri çok ilgilendiriyor. Her bir Uzungöllü bu kavram üzerine şuan yol tutmakta. Belkide hangi yolu tuttuğunu bilmiyordur. Ben şimdi o üçüncüde yazacağım ve bu toprağımıza karşı yapılan gasplamanın bu üç kavramdan hangisi ile bireylerde  şekil aldığını herkes kendince karar versin.

Sahip Olmak
Sahiplenmek
Sahip Çıkmak

   Sahip Olmak ; Bir şeyin hak ediş değeri ne ise o değeri ödeyerek veya karşılayarak sahibinden rızası ile almak denilebilir.

   Sahiplenmek ; Sahibi olunmayan bir şeyin bedelini ödemeden, hakkını vermeden sahibi gibi o varlığı her türlü yöntemle kendine addetmek.

   Sahip Çıkmak ; Gerçek sahibi bile olsa, başka bir kişide gerçek sahibiymiş gibi o varlığı bütün değerleri ile her şeyine sahibi gibi korumak kollamak ve devamlılığını sürdürebilmek.

   Şimdi herkes kendine bir sorsun! Sen kardeşim, sen dostum, sen bacım, sen ablam, sen amcam, sen dedem, sen ninem, sen annem ve sen babam...
Sen Uzungöldeki mülküne sahipmi olansın, sahiplenenmisin, sahip çıkanmısın?

    Birilerinin sahiplendiği an'da sen sahip çıkan olamazsın. Oysa biz Uzungölümüz'e bütüncül bakınca ne sahip olabiliriz (kimsenin buna gücü yetmez bizlerden), ne de sahiplenebiliriz. Ama biz Uzungölümüz'e sahip çıkabiliriz. O an'da dediğimiz zaman aralığında, 2 fiil birden olunmaz olunamaz. Veyahut 3 fiil. Yani birilerinin sahip olduğu veya sahiplendiği an'da, siz o yere sahip çıkamazsınız. Ama siz o yere sahip çıkar iseniz, bir başkası veya başkalarıda o an'ın içinde buralara sahip olamaz ve sahiplenemezler!

   Sahip Çıkmak aslında bir manevi hissiyatdır. . Nesilden nesile aktarılabilinir.Kutsal bir kavramdır. Biz hepimiz kökümüze dönüp, aslımıza dönüp ata topraklarımıza dönüş yapmalı, çoluğumuza çocuğumuza bu hissiyatı bu maneviyatı aşılamalıyız. Sen ben eşit davranırsak, değerlerimizi, örfümüzü korursak, haset etmez ve her sorunumuzda diyalog ile birliktelik çözüm sağlarsak, tüm oluşumlar bize göre şekil alır. Öteki türlü şekil verilen taraf oluruz ve bu günde oluyoruz. Herkesin hoşnut olacağı kavram da bu söylediğim kavramdır. Bir kurtarıcı bekleyen, bir mehdi bekleyen, bir kahraman bekleyen yanılır. Bu bir tuzaktır. Oysa üstümüze düşen asli görevimizi sadece yerine getirsek bu rollere gerek kalmayacaktır. Her bir vatansever de, vatanını sevdiğini göstermelidir. Sevginizi göstermekten sizi alı koyan nedir? Çocuklarımız şu ahir zamanda her şeyden dezenformasyon yaşıyor. Kendini her şeyden uzaklaştırmış ve maddecilik üzerine bir dünyada kendilerini kaybediyor. Telefon bağımlılığı gençlerimizi çocuklarımızı ve hatta bizleri bile kendine prangalamış durumda. Oysa dediğimiz gibi memleketine olan maneviyat değeri kaybolan bir nesil, yani sahip çıkamayan nesil bu prangalardan kurtulamayacak.Kendi memleketimizde gelin köklerimize sahip çıkalım. Belki bir ev yapamıyoruzdur şimdilerde. Mücadelemiz devam ediyor. Hepimizin de etmesi gerek.  Gelin bari bir fidan dikelim.  Mesela ben küçükken  fidanlar dikmiştim. Şimdi o ağaçlara bakınca gözlerim doluyor. Belkide o topraklarda bir ağaç dikmek beni bu muhteşem memleketime  sahip çıkmama vesile kılıyordur. Bilemiyorum. Gelin biz bir yerden başlayalım. Hırsımızı bırakalım. Haseti bırakalım.

Bir düstur vardır; Kıskandığın ve senin olmayıpta öbüründe olmasını istemediğin her şey seninde olmayacaktır ve hayatın sana verdiği o kişileride (hemşehrilerimiz diyebiliriz buna) kaybedebiliriz. Bu kayıp insanın geniini bozmak demektir. Bu memlekete sahip çıkmak gerek.  Köklerimize sahip çıkmak gerek.Bu sahip çıkmamız Trabzon'umuza sahip çıkmak demektir. ülkemize, bayrağımıza sahip çıkmak demektir. Bu da farzdır ve bir görevdir.Ne için doğduysak onun için yaşamalıyız...

Şimdi sizlere sahip çıkmak ile alakalı tarihten bir örnek vermek istiyorum. Tarih dediğim bundan 60-70 yıl öncesi kadar. Türkiye'de bir örnek olsa belki önemsenmez ama Amerika'dan bir örnek olunca dikkatinizi belki çeker.

Rosa 32 yaşındaydı. Bir şirkette terzilik yapıyordu ve çok yoğun çalışıyordu. O günlerde siyahilerin oturarak seyahat etmesi yasaktı. Sadece beyazlar otururdu.

Bir gün Rosa, işten yorgun bir şekilde çıktıktan sonra otobüse bindi ve oturdu. Beyazlar öfke dolu gözlerle onu izliyordu. Hemen oradan kalkmasını istediler.

Bunun üzerine şoför polis çağırdı. Ve polis Rosa'yı dövdükten sonra tutukladı. Daha sonra kefaletle serbest kaldığında bu eylem aslında çok da umursanmadı.

Ancak Alabama Üniversite'sindeki bir profesör bu olaydan haberdar oldu. Bu olayın üstüne gitmeye karar verdi ve tüm siyahileri otobüsleri boykot etmeye çağırdı.

Tam 381 gün boyunca tek bir siyah dahi otobüse binmedi. Gerekirse kilometrelerce yol yürüdüler ama hiçbiri otobüse binmedi.

Otobüs firmaları battı. Daha sonra beyazlar da destek vermeye başladılar bu eyleme. Siyahileri kendi arabalarıyla işte götürdüler.

Ve 1956 yılında ABD Anayasa Mahkemesi, otobüslerde renk ayrımını kaldırdı. Artık siyahiler de insanca bir şekilde koltuklara oturarak seyahat edebilecekti.

Her şey bir kişinin dik durmasıyla başladı.

Demem o ki; "Ben tek başıma ne yapabilirim ki" demeyin...

Unutmayın ki; bir mıh bir nal kurtarır; bir nal bir at kurtarır; bir at bir er kurtarır; bir er bir cenk kurtarır; bir cenk bir vatan kurtarır"
(Hikmet Kızıl'dan alıntı)

   Bizler bir kahraman aramıyoruz, bir kurtarıcı beklemiyoruz. Vatan ve memleketimize sahip çıkmamız için, herkes bir mıh olabilse, bir kahramanın yapacağı gücü elde etmiş olacağız. Bir mıh olabilmemiz ümidi ve duası ile..

Yazımın ilham kaynağı  çok yakın bir zamanda tanıdığım Trabzonlu Yazar & Aile Dizimi Uzmanı - Yönetmen Eray Hacıosmanoğlu'nun aşağıdaki videosundan esinlenerek yazılmıştır. Eray kardeşimi duruşu ve düşüncesiyle tebrik ediyorum... Dava kardeşim..
Videosunu izlemek için link aşağıdadır.
https://youtu.be/IMA_ylfqSO8

  • BIST 100

    10247,8%-0,86
  • DOLAR

    32,29% 0,15
  • EURO

    34,67% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2395,72% 0,11
  • Ç. ALTIN

    3892,73% 0,00
  • Perşembe 18.8 ° / 11.6 ° Güneşli
  • Cuma 16.5 ° / 12 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 21 ° / 12.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı

Trabzon

09.05.2024

  • İMSAK 03:19
  • GÜNEŞ 05:02
  • ÖĞLE 12:23
  • İKİNDİ 16:16
  • AKŞAM 19:33
  • YATSI 21:09