Gurbette Uzungöl'lü olmak nasıl bir duygu? Evet, anlatması gerçekten de çok zor bir duygu ama dilim döndüğünce 53 yılın beynimde ve üzerimde bıraktığı izleri sizinle paylaşmaya çalışacağım yazılarımda.Cümlelerimde imla ve yazım hatası varsa şimdiden özür diliyorum,eksiklerimizi lütfen tamamlayınız.
1965 yılında Van ili Özalp İlçesinde dünyaya gelen bir Uzungöl'lü olarak, ilk yıllarımızı yani ilk 7 yaşımız, bebeklik ve çocukluk dönemi ile geçirdik.İlkokul başlarında daha yeni yeni dünyaya açılmaya, hiçbir tarafdan haberi olmayan daha yeni yeni dünyayı tanımaya başladık. Ama biz tabiki Dönerdere Örnek Köyü ilk okulunda okuyoruz, dolayısıyla biz Dönerdereliyiz. Henüz Özalp neresi, Van ili nedir diye bir bilgimiz yok.Tek bildiğimiz, Dönerdere Köyü. İlkokulu ve o günün şartlarında ülke genelinde ün yapan bir köyün ilk çocukları oluşumuz tabi bunu idrak ettirememişti bizlere.Yavaş yavaş filizlenme başlamış ve İlkokul 1.2.3.4.5. sınıflar bizi belli bir yere getirmiş.Köydeki faaliyetlerin büyük bir kısmına vakıf olmaya başladık.Özellikle düğünlerimiz, yardımlaşmalarımız, bayramlarımız, cenaze kültürümüz, dini ve milli bayramlarımızın hepsinin kendine has birer kaidesinin olması bizi farklı bir şekilde hayata hazırlıyor ve bizde ona göre kendimizi yetiştiriyorduk.Arkadaşlık ilişkilerimiz samimiyet, hoş görü içindeydi. Derslerimizi büyüklerimiz bize nakış nakış işliyordu. Bizde bu nakışın içinde yer alıyorduk.
Arazilerimizin çok geniş olması, ziraat aletlerimizin o dönemin en modern işleme makinalarının mevcudiyeti insanların birbirlerine olan destekleri bizi maddi ve manevi anlamda kenetlenmemize vesile kıldı.Zaten öylede olmak zorundaydık.Çünkü farklı bir coğrafyadasın, oranın kültürüne alışmak zorundasın.Yani oranın horonuna ayak uydurmak zorundasın.Bir takım acemilikler olmuş ama insanımızın çalışkanlığı zorlukların ve bazı olumsuzların üstesinden gelinmesini sağladı ve bir çok alandada başarılı oldular. Tabiki biz bunların bir çoğundan bir haber çocukluğumuzu yaşıyor ve o günlerin tadını çıkarıyorduk. Tabi gece muhabbetleride unutulmaz zaten.Anlatmaya kalksak başarılı olamayız, inşallah zaman zaman değiniriz.Sahi Uzungöllü olduğumuzu nasıl öğrendik? Babalarımızın, amcalarımızın, annelerimizin velhasıl büyüklerimizin (Rabbim vefat edenlere rahmet etsin inşaallah) muhabbetlerinde yavaş yavaş duymaya başladık Uzungöl kelimesini.En nihayet tabi gününü tam olarak bilmiyorum ama cami hoperlöründen bir anons;
-Yarın Ahmet Şahin'in arabası Uzungöl'e gidecek, kim bir şeyler göndermek istiyorsa caminin yanına gelsin
Tabi merak ederek kamyonun yanına gidip ne olduğunu meraklı gözlerle seyrederdik ve bu nedir ne değildir derken meselenin akrabaların karşılıklı yardımlaşma içerisinde olduğunu öğrendik.Dönerdere'den buğday, un ve buna benzer ihtiyaçlar Uzungöl'e gider, Uzungöl'den de tırmık, sepet, mısır, lahana, fasulye vs. yani Dönderede de olandan Uzungöl'e Uzungöl'de olandan da Döneredere'ye,karşılıklı bir yardımlaşma,hasret dolu mektuplar destanlar... Velhasıl 1965 yılındaki göç hasretinin kor ateşi hala tazeliğini koruyor ama tabi bizim çok da haberimizin olduğu söylenemez.Ama biz Uzungöl'ün ne olduğunu anladık.Babalarımızın oradan geldiğini, oralarda akrabalarımızın olduğunu, bizimde oralarda bir yakınlarımızın olduğunu anladık ama okadarla kaldık belli bir süre. Tabi zaman zaman Uzungöl'den akrabalarımız ziyarete gelir onları tanır ve biz sadece buradan ibaret değiliz. Bizim bir parçamızın olduğunu ama nerede olduklarını bilmiyoruz .Uzungöl var sadece o kadar. Yavaş yavaş merak etmeye başlamıştık. Nasıl bir yer, insanlar ne yapar, nasıl yaşar, zihin jimnastiği yapmaya başladık. Dönerdere ilk yılların verdiği heves, gelirin yüksek olması, hemen hemen her hanenin maddi anlamda belli bir seviyeye gelmesi dönerderenin kıymetini kat kat artırıyordu. Hem dışa karşı, hemde kendi içinde...
1965 yılında kurulan DÖNERDERE KÖYÜ TARIMSAL KALKINMA KOOPERATİFİ Ülkenin her tarafında ün yapmış mamülleriyle, çalışma düzeni ile, Van ili sınırları ve Ülke çapındaki başarılarıyla epey bir zaman kendinden söz ettirdi. Bu başarının arkasındaki gücün tabiki Uzungöl'den kaynaklandığını rahatça söyleyebiliriz.Niye söyleye biliriz; Çünkü o dar alanda gelirin az olduğu insanların birbirleriyle kollektif çalıştığı ve bir birlerine yardım etme zorunluluğu bu başarıyı Dönerdere'ye taşımış ve başarılı olmuşlardır. Ama biz, yani ben ve benim gibi Dönerdere'nin ilk çocukları bunu bilecek ve kavrayacak pozisyonda değildik. Zaten bir çoğunuda yazamam.Çünkü sıkıntılı dönemin bir çoğunda yoktuk veya çocukluğun verdiği anlama kavrama becerimizin olmamayışı bize bazı gerçekleri görmemizi engelledi. Bizde göremediğimiz için yazamıyoruz. Evet başarı çıtamız her geçen gün artar ve Ülke çapında zirve, yani Ülke genelinde derecelere layık görüldük.Hak ettiğimiz yerde idik. Tabi yıllarca kültür değerlerimizi muhafaza etme başarısı da gösterdik ama Uzungöl'den kopmalar yavaş yavaş başladı.Yıllarca gelenek göreneklerimiz Uzungöl tarzına uygun devam etti fakat belli bir yerden sonra koptuk.Çünkü farklı bir coğrafya, farklı kültür ortamı bizi dalga dalga farklı yerlere sürmeye çalıştı ama biz artık Dönerdere gençliği olarak direndik. Zaten bir çoğumuzun orta okulu Uzungöl'de okumamız kültürümüzün yozlaşmadan devam etmesini sağladı taki 2000 li yıllara kadar.
İnşaallah yazımıza 1965 yılından 2020 yılına kadar Ortaokul, Lise, bekarlık,evlilik, gelenek ve göreneklerimizden abartmadan yaşadığımızı gelecek nesile taşımak olacak çünkü şimdiki neslin bunlardan haberdar olması lazım.Son yıllarda gençlerimizin üniversite tahsillerini ayrı ayrı yerlerde yapmaları nedeni ile kültürümüzde gelenek ve göreneklerimizde bayağı bir değişikliğe uğradı, bizde bunları bir görev addederek Hilmi Kanık Hocamız ile, Abdullah Özen ile, Hakan Sezgin ile, Murat Mebus Aygün ile ve aramıza katılacak olan kardeşlerim ve büyüklerim ile gurbetten ve Uzungölden bütün kültürel ve sosyal yaşantılarımızı siz değerli okurlarımız ile paylaşacağız. Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle...